Arıcılıkta istenilen düzeyde verim alabilmek için, her mevsim yapılması gereken işlemlere dikkat edilmelidir. Çalışmaların en yoğun yapıldığı dönem ilkbahardır.
İlkbahar kontrollerinde amaç; arıların kışı nasıl geçirdiklerini, kovanda mevcut gıda miktarını, ana arının varlığını, yumurtlama durumunu, işçi arı miktarını, kovanda hastalık olup olmadığını kontrol etmektir.
İlk kontrol; koloniler kapalı mekânlarda kışlamışsa dışarı alınma zamanı bölgelere göre değişiklik gösterir.
Ülkemizin birçok bölgesinde ve sahil kesimlerinde arılı kovanlar açık alanlarda kışlatılır. Kapalı mekânlarda kışlatılıp dışarı çıkartılan ya da açık alanlarda kışlatılan arı ailesinin ilk kontrolleri havaların ısındığı, erik ağaçlarının çiçek açmasından itibaren güneşli açık günlerde sıcaklığın 14–17 derecenin üzerinde olması halinde saat 11–14 arasında yapılabilir. Özellikle ilk kontrollerde koloniler üşütülmemelidir. Koloni üşütüldüğü takdirde 35 derece olan yavru büyütme alanı sıcaklığının tekrar aynı dereceye yükseltilmesi için arıların büyük oranda bal yemeleri gerektiği ve hastalıklar için uygun bir ortam oluşturduğunun unutulmaması gerekir. Altı çerçeveli kovanlarda, kovan tipine göre 10 derece ısı artışı için 40–80 gr günlük bal tüketilir.
Arıların uçuşa çıktıkları zamanlarda kovan dip tahtası temizliği yapılabilir. Dip tahtası üzerinde görülen kırıntı ve artıklar incelenerek koloni hakkında bilgi sahibi olunması sağlanabilir. Üzerinde nem ve su biriken örtülerin (tahtaların) acilen değiştirilmesi gerekir. Dip tahtası kovan gövdesine sabitse temizlik ya da değiştirme kovan gövdesi ile komple yapılır.
Çerçeve kontrolünde küflü, aşırı esmerleşmiş ve kırık petekli çerçeveler kovandan çıkartılarak ihtiyaç varsa yerine önceki yıldan kalan temiz petekler verilir. İşlenmiş petek yoksa yerine temel petek verilir. Kovan içindeki mevcut arı miktarı çerçeveleri doldurmuyorsa arısız çerçeveler alınarak alan daraltılır, kuluçkalık çerçevelerinin her yıl yarısı değiştirilir. Kolonide ana arının olup olmaması koloninin sürekliliğini doğrudan etkiler. Kontrollerde ana arı görülemezse günlük yumurtanın olup olmadığına bakılır. Arılı kovanda günlük yumurta varsa ana arıda mevcuttur. Ana arının olmadığı anlaşılırsa ya yeni bir ana arı verilmeli ya da başka koloni ile birleştirilmelidir.
Besin kontrolündeki amaç kovandaki bal polen miktarının belirlenmesidir. Erken ilkbaharda yapılan kontrollerde besin stokunun yetersiz olduğu görülürse bal ve pudra şekerinden yapılan kek ya da şeker şurubu ile besleme yapılabilir. Bu dönemde yapılacak besleme hem açlık riskine hem arı ailesi nin gelişmesine katkıda bulunur. Verilen keklerin üretimi izne tabidir.
Hastalık ve parazit kontrolü; arıcılıkta yıl boyu görülebilecek nosema, yavru çürüklüğü ve paraziter hastalıklara karşı uyanık olunmalıdır. Varroa parazitine karşı erken ilkbahar mücadelesi uygun zamanda, dozda, ruhsatlı ilaçlar ile eksiksiz yapılmalıdır. Herhangi bir hastalık görüldüğünde ya da şüphe edildiğinde mutlaka bir uzmana danışılmalıdır.
İlkbahar beslemesi kovan içindeki gıda kaynaklarının kalite ve miktar olarak yetersiz olması durumunda yavru gelişimini teşvik için yapılan yemlemedir. İlkbahar yemlemesi bir ölçek şeker ve bir ölçek su ile hazırlanan şurupla yapılmalıdır. Kullanılan besleme şekeri rafine şeker olmalı, bunun dışındaki besinler verilmemelidir. İlkbaharda yapılan şurup beslemelerinde yağmacılık olabileceğinden önlemler alınmalıdır. Akşam üzeri geç saatlerde yapılmalıdır.
Erken ilkbaharda arı gelişmesi için ihtiyaç duyulan diğer besin polendir. Yeterli değilse bal ve polenden yapılacak kekle besleme yapılabilir. Polen yokluğunda yavru üretiminin durduğu unutulmaması gereken bir durumdur. Polen gelmediği zamanlarda beslemeden kaçınılmalıdır.
Oğul, bal arılarında nesli devam ettirmek için arı ailesi fertlerinin bir kısmının ana arı ile birlikte kovandan ayrılarak yeni bir aile oluşturmasıdır. Teknik arıcılıkta koloninin gücünü zayıflattığı için koloninin oğul vermesi istenmez ve karşı önlemler alınır. Koloninin oğul vermesini destekleyen şartlar; arıların fazlaca çoğalması, bal depolayacak yerinin kalmayışı, koloni içi sıcaklığının artması, ana arının yaşlanması ve genetik yapı olarak sıralanabilir.
Oğul vermeyi destekleyen şartların ortadan kaldırılarak önlenmesi teknik ve ekonomik arıcılığın önemli kuralıdır. Koloni sayısı arttırılmak istendiğinde yeterli güce erişmiş bir koloni bölünmek suretiyle suni oğul üretimi yoluna gidilir. Arı, ballı ve yavrulu petekler her iki kovana eşit şekilde paylaştırılır. Burada önemli husus tarlacı arıların her iki koloniye eşit oranda girmelerini sağlamaktır.
Bunun için anaç koloni yarım metre sağa ya da sola kaydırılarak, eski uçuş hattı anaç ile yeni koloninin ortasında kalacak şekilde yeni koloninin yerleştirmesi yapılır.
Bir başka suni oğul üretimi yöntemi de özellikle koloni sayısını çoğaltmak amacıyla bir kovandan 5 çerçeveli 1 bölme yapılmasıdır. Bu durumda 3 adet arılı-yavrulu, 2 adette arılı-ballı çerçeve yeni kovana yerleştirilir. Uçuş delikleri kapalı olan bu kovanlar, tarlacı arıların eski kovan yerine dönmelerini önlemek için en az 5 km uzağa taşınır. Yeni bölünen teknik oğullar ya anaarı yaparlar ya da çiftleşmiş ana arı verilir.
Kayıt tutma, her üretim alanında olduğu gibi arıcılıkta da önemlidir. Her kovana ait kart ya da sicil defteri tutulmalıdır. Her koloni kontrolünde bilgiler işlenerek daha sonra yapılması gereken işler planlanır. Kayıtlarda; ana arının çıkış ve yumurtlamaya başlama tarihi, kökeni, bal ve polen miktarları, yavru durumu gibi bilgiler yer almalıdır.
Arı ailelerinin ilkbahar bakımından sonra yaz ayında bakım ve kontrolleri devam eder. Arılar geliştikçe çerçeve ve kat verme flora takibi ve bal hasadı yazın yapılan işlerin başında gelir.
Arılarda gelişme faaliyetlerinin başlamasıyla petek örme de başlar. Bu dönemde aileye yeni temel petekler verilir. Kuluçkalık olduğu zaman kovana kat, diğer bir değişle ballık verilmesi gerekir. Kat verilirken kuluçkalıkta ballı peteklerden en az 2 çerçeve kata alınır.
Yerlerine yeni petekler verilir. Ballı petekler yanında bir iki yeni petek daha verilen kat kuluçkalığın üzerine koyulur. Teknik arıcılıkta arıların bal kaynağının durumuna göre bir yerden başka bir yere nakledilmesi iyi bir verim alabilmek için şarttır. Bu gezginci arıcılık olarak da adlandırılır.
Ülkemizde bal hasadı genelde yaz aylarında yapılır. Fazla su uçurularak en az yarısından fazlası sırlanarak olgunlaşmış ballı petekler hasat edilir. Bal hasadı ballık katlarından yavrusuz çerçevelerden yapılmalı, Türk gıda kodeksine uygun malzemeler kullanılmalıdır.
Arı ailesinin sonbahar bakımı arıların kışı kayıpsız geçirmeleri açısından önem taşır. Sonbaharda arılara kış yiyeceği olarak bal ve polen depolanmış petekler bırakılmalıdır. Ekşimiş ballar düşük kaliteli ballar arılara kış yiyeceği olarak verilmemelidir.
Arı mevcudu zayıf, ana arısız, ana arısı yaşlanmış ve verimsiz olan arılara genç ana arı uygulanmalıdır. Ana arı yoksa sonbaharda birleştirilmelidir.
Başarılı kışlatma için sonbaharda yavru üretimi sağlanarak genç işçi arı ile kışa girilmelidir. Kışa girmeden önce arılar hastalık ve zararlı yönden incelenmeli özellikle sonbahar dönemi Varroa mücadelesi son bal hasadından sonra yeterli dozda ruhsatlı ilaçlarla yapılmalıdır.
Arılı kovanlarda yeterince bal ve polen bırakılmış olsa da 2 ölçek şeker ve 1 ölçek su ile hazırlanan şeker şurubuyla beslenmelidir.Bununla birlikte kışa girerken ya da çıkarken kek ile beslenebilirler. Kek; bir kısım bal ve 3 kısım pudra şekerinin karıştırılması ile elde edilir. 0,5 -1 kg lık alt kısmına delikler açılmış kek paketi arılı çerçeveler üzerine konur. Kek hazırlama ve uygulamada; kekin kovan içi ısısında eriyerek arıların üzerine akmayacak kıvam ve katılıkta ve arılar tarafında tüketilebilecek yumuşaklıkta olmalıdır.
Arıların geçireceği arılığın kuzeyi kapalı, güneyi açık mümkünse üstü kapalı olmalıdır. Rüzgâr almayan su tutmayan ve nem birikmeyen yerler olmalıdır. Kışın kovanlar mutlaka bir sehpa ile yükseltilerek su ve nemden korunmalıdır.
Ayrıca kış salkımının bozulmaması için kışlatma yeri ses ve gürültüden uzak olmalıdır. Unutulmamalıdır kış ölümlerinin nedeni soğuk değil arı kovanında yeterli balın bulunmayışı yani açlıktır. Kışa girerken genç arılar ve yeterli miktarda bal ve polenden oluşan besin stoğunun olması gerekmektedir.